Yüksek enflasyon koşulları altında asgari ücretlilerin durumu, temmuz ayında ara zamma gitmeme kararının ardından yeni yıl itibarıyla da netleşmeyen bir zammın gölgesinde kalmaya devam ediyor. ABD’li Morgan Stanley, ülke ziyaretleri sırasında kamu ve özel sektör temsilcileriyle yaptığı görüşmelerden hareketle, enflasyon hedefleriyle uyumlu bir artışın gelecek yıl yüzde 20–25 bandında şekilleneceğini öne sürdü. Bu aralıkta gerçekleşecek bir artış, %20 senaryosunda aylık net ücretin 26.524 liraya çıkmasına, %25 senaryosunda ise 27.630 liraya kadar yükselmesine olanak verecekti.
Geçen yılın aralık raporunda da geniş bir artış öngören Morgan Stanley’nin bu yılki tahmini, açmazları daha da görünür kıldı. Açıkça ifade etmek gerekirse, Merkez Bankası’nın hedeflediği enflasyonla mevcut artışlar arasındaki fark, asgari ücretlinin yaşam standardını doğrudan etkiliyor. Türk-İş’in hesaplamalarına göre ağustos itibarıyla dört kişilik ailenin gıda harcamasını kapsayan açlık sınırı 27.111 liraya, temel harcamalar için gereken miktarsa 88.310 liraya ulaştı. Bu tablo, mevcut ve önümüzdeki yıl için beklenen zamlara rağmen, asgari ücretlinin refah düzeyini iyileştirme hedefinin ötesinde kalabileceğini gösteriyor.
Avrupa sıralamasında gerileyiş açısından baktığımızda, asgari ücretin eline geçen tutar 22.104 liraya denk gelmekte ve Ocak’ta 601 Euro olan satın alma gücü güncel olarak yaklaşık 456 Euro’ya indi. Böylece Türkiye, savaş halindeki Ukrayna, Moldova ve Arnavutluk’tan sonra Avrupa’daki en düşük asgari ücretli ülkeler arasında yer alıyor. Bu yılın euro bazında satın alma gücü kaybı, Türkiye için yakalanan kaybın %24.1 düzeyinde olduğunu gösteriyor; Ukrayna’da bu oran %9.9, Romanya’da %2.1 olarak kaydedildi.