Sağlıklı yaşlanmak bir lüks değil, bir seçimdir. Bu yıl 8 Eylül Dünya Fizyoterapi Günü, düşme ve kırılganlık riskini azaltmada fizyoterapinin önemine vurgu yapıyor ve düzenli egzersizin yaşlılıktaki temel destek olduğunu hatırlatıyor. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Özkoçak, Dünya Fizyoterapi Günü’nde sağlıklı yaşlanmanın anahtarı olarak egzersiz ve fizyoterapi desteğini işaret ediyor: “Kas kitlemizi korumak, düşme riskini azaltmak ve yaşam kalitesini artırmak için egzersiz reçetelerini hayatımıza mutlaka entegre etmeliyiz.”
ARTAN YAŞAM SÜRESİ VE KIRILGANLIK Küresel olarak 60 yaş üstü bireylerin sayısı artmaya devam ediyor. 2019’da 1 milyar olan bu nüfus, yaşam koşullarının iyileşmesiyle 2050’de 2.1 milyara ulaşması bekleniyor. Bu demografik değişim, kırılganlık (frailty) gibi sağlık sorunlarının önemini daha da artırıyor. Dr. Özkoçak, kırılganlığı şu sözlerle tanımlıyor: “Yaşlılarda fiziksel güç ve dayanıklılık zayıflayarak hastalıklara ve küçük streslere karşı savunmasızlığı artırır. Kendini kas kitlesinde azalma (sarkopeni), yorgunluk ve düşük enerjiyle gösterir.”
HAFTADA 3 GÜN EGZERSİZ KRİTİK ROL OYNUYOR Düşmelerden korunmada fiziksel aktivite ve fizyoterapi programlarının önemi vurgulanıyor. Dr. Özkoçak, “Düzenli egzersizler kas kaybını azaltır, gücü ve dayanıklılığı artırır ve düşme riskini düşürür. Ayrıca spor veya ortopedik yaralanmalarda da iyileştirici programlar devreye girer.” ifadesiyle programın içeriğini özetliyor. Sağlıklı yaşlanmada etkili bir plan için haftada en az 3-4 gün kas gücü ve dayanıklılık çalışmaları, denge ve koordinasyon egzersizleri, kardiyo ve aerobik aktiviteleri içeren bir rejim öneriliyor.
FİZYOTERAPİ DESTEĞİ İHMAL EDİLMEMELİ Bireylerin bağımsız ve özgür bir yaşam sürme arzusu doğal. Bu hedefe güvenli şekilde ulaşmanın yolu, egzersizi günlük rutine dahil etmek ve fizyoterapi desteğini ihmal etmemekten geçiyor. Dr. Özkoçak, kişiye özel egzersiz programlarıyla kırılganlığı azaltmanın ve düşme riskini düşürmenin mümkün olduğunu belirtiyor: “Daha az kırılganlık ve daha düşük düşme riskiyle gelecek hepimizi bekliyor.”