DOLAR 41,2806 0,29%
EURO 48,3561 0,48%
ALTIN 4.832,180,20
BITCOIN 0%
İstanbul
26°

AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
Dinleştirilmiş Kemalizm ve Kültürün Toplumsal Dönüşüm Üzerindeki Etkileri

Dinleştirilmiş Kemalizm ve Kültürün Toplumsal Dönüşüm Üzerindeki Etkileri

ABONE OL
Eylül 3, 2025 18:00
Dinleştirilmiş Kemalizm ve Kültürün Toplumsal Dönüşüm Üzerindeki Etkileri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Abdurrahman Dilipak’ın yazısında, Kemalizm’in “dinleştirilmiş bir ideoloji” olarak eleştirilmesi ve modern toplumda bu dinamikle karşılaşan yapılar arasındaki gerilim vurgulanıyor. Kur’an’ın “Ataların dini”ni yasaklayan yönü; düşünce, istişare ve ehliyet gibi kavramlar öne çıkarılırken, bugün İslam dünyasında ilah-kabule yükseltilen liderler ve tarikatlar eleştiriliyor.

Dinleştirilmiş Kemalizm ve Kültürün Toplumsal Dönüşüm Üzerindeki Etkileri

Kültürel ve politik çoğulculuk içinde, Kemalistler çoğu kez Nutuk’u dahi okumamış olmakla suçlanır; ağızdan ezberlenen sloganlar halkın aklını bulandırır ve iradeye kiraya verilen bir güç bağlamına dönüşür. Kısaca, “Mustafa Kemal dinleştirilmiş, tapınılması gereken bir kişiliktir” fikri üzerinden, laiklik kavramının da yanlış yorumlandığı ifade edilir.

“Cult” kavramı Türkçe’de tarikat, mezhep ya da fanatik grup anlamlarında kullanılır. Bu bağlamda Kemalizm de bir kültür olarak betimlenir; dinleştirilmiş bir ideoloji, popüler kültürde ise aşırı bağlılık gösteren topluluklar şeklinde okunabilir. Modern kullanımda, bir şeyin hayran kitlesinin büyüklüğü ve bu kitlenin topluma yön verme çabası üzerinde durulur.

Dinleştirilmiş Kemalizm ve Kültürün Toplumsal Dönüşüm Üzerindeki Etkileri

28 Şubat süreci üzerinden BÇG’nin, ADD ve ÇYDD’nin nasıl agresif bir fanatizme dönüştüğü örneğiyle de karşılaştırma yapılır. Latince kökenli Cultus kavramı, ibadet ve tapınmanın ötesinde *ekmek, yetiştirmek, bakım yapmak* anlamlarını da kapsayacak şekilde evrimleşir ve toplumsal bir yaşam tarzını ifade eder.

Kültür bakanlıkları ve eğitim kurumlarının rolü kavramı üzerinden eleştirel bir bakış açısı sunulur. Belirli bir gruba, kişiye veya inanca karşı yoğun ve zaman zaman fanatik bir bağlılık göstergesi olan bakış açısının Kemalizm ile olan ilişkisi incelenir. Toplumun geleneksel değerlerini yeniden yapılandırma ve gelecek vizyonunu aktarma arayışında, değerler eğitiminin ve entelektüel birikimin nasıl yönlendirici olması gerektiği sorgulanır.

Dinleştirilmiş Kemalizm ve Kültürün Toplumsal Dönüşüm Üzerindeki Etkileri

Bir toplumun yaşam biçimini, değerlerini ve bilgi birikimini dönüştürmenin nihai amacı üzerinde durulur. Eğer bu dönüşüm merkezi irade ile dışarıdan dayatılırsa, alt kültürler ve çatışmalar ortaya çıkar. Ancak denir ki: Maarif yoluyla arif ve münevver insanları yetiştirmek yerine, toplumu tek taraflı iradeyle değiştirmek, uzun vadede istikrarsızlığa yol açar.

“Kültür” kavramı, Latince’de kültüre, tarıma ve tapınmaya kadar uzanan geniş bir anlam yelpazesine sahiptir. Bu çerçevede, kültür politikalarının ve eğitim uygulamalarının toplumsal uyum ve yenilenmeyi nasıl tetiklediği üzerinde durulur. Gelenek ve gelecek arasındaki gerilimin farkındalığıyla, halkın aydınlanması için ıslah ve eğitim vurgulanır.

Dinleştirilmiş Kemalizm ve Kültürün Toplumsal Dönüşüm Üzerindeki Etkileri

Sonuç olarak, toplumun kültürel ve dini kimliğinin yeniden düşünülmesi gerektiği; kültürün toplumsal bir irade tarafından tek elden yönlendirilmeye çalışılmasının sakıncaları üzerinde durulur. Malazgirt ve 30 Ağustos’un ardından okullar açılırken külfetin, kültür politikalarının ve diyanet-cehâdatın mevcut durumunun eleştirel bir bakışla yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanır. Cehaletin ancak eğitimle giderilebileceği sonucuna varılır.

En az 10 karakter gerekli