Antalya’da düzenlenen bir etkinlikte yaşananlar, Adana’nın merkez Seyhan ilçesi Belediye Başkanlığı görevini yürüten Oya Tekin ve eşi Avukat Celal Tekin’in gözaltına alınmasıyla gündeme geldi. Tekin çifti şu anda Silivri Marmara Kadın Kapalı Cezaevi ve 5. Nolu Cezaevi’nde tutuluyor; görüşmeler ise ayda bir kez yapılıyor.
Oya Tekin, kadınlar koğuşunda kaldığı süre boyunca gözlemlerini ve yaşadığı zorlukları paylaşıyor. Hukuk fakültesine başladığı günden beri adalet sisteminin iç yüzünü gördüğünü belirten Tekin, koğuşta kalan kadın arkadaşlarının tutukluluk hikayelerini daima içtenlikle aktarıyor. “Filmlerdeki gibi hesaplı, soğukkanlı katiller veya rastgele suçlular değil; hapishanelerimizde gerçeklerle yüzleşiyoruz,” diyor.
Suçlamalar konusunda ise Tekin şöyle konuşuyor: “Bir belediye başkanı olduktan sonra rüşvet almak ya da istemek gibi iddialar var. Hayat boyunca hak ve adalet kavramını savunan bir avukat olan ben ve eşim, şimdi karanlık bir işe karıştığımız iddiasıyla yakalandık.” Tekin, taşeron bir firmanın sahibi olduğunu ve firmanın 100 ile çalışan müşterisi bulunduğunu ileri sürüyor; “Birçok belediye ve kamu kurumu ile çalıştık, bazıları seçimlerle CHP’ye geçmiş olabilir; ama kanıt veya belge yok,” diye açıklıyor. Tekin, ittifaklar üzerinden düşmanlıklar üretildiğini ve cezalandırılmanın bu bağlamda nasıl kolaylaştırıldığını vurguluyor.
İftira ve Tutukluluk konusuna değinen Tekin, “Bir yıllık başkanlık süremde birçok tehdit aldığını” belirtiyor. “Toplumsal fayda için çatıştığınızda başınıza bela alırsınız; ama sessiz kalırsanız da suç işlemiş olursunuz. Bugün ise rüşvet almadığım için buradayım; bir itirafçının iftiralarıyla suçlanmıyorum,” diye ekliyor.
Davamızın yeri Adana olmalıydı başlığı altında, Tekin ve eşi Celal Tekin, “Biz Adanalıyız; neden İstanbul’da tutuluyoruz?” diye soruyor. Tekin, Adana’da yaşayan bir ailenin işlerinin ve ofisinin orada olduğunu vurguluyor; “Ömrümü Adana için harcadım ve makamımı da orada sürdürmek isterim.” Bu durumun haksızlığını dile getiriyorlar.
Vicdan ve Adalet Çağrısı Tekin çifti, yıllardır cezaevlerinde mahkumları avukat olarak ziyaret etmiş olmalarının deneyimini şimdi kendi durumlarında hissediyor. “Kız kardeşlerim” diye seslendirdikleri kadınların sessiz bekleyişine tanıklık ederken, eşinin hapis sürecini ve kendi çocuklarının durumu nedeniyle yüreklerinde taşıdıkları endişeyi paylaşıyorlar. Tekin, “Hepimizi vicdan ve akıl yoluna çağırıyorum; çünkü bu yol olmazsa adalet de olmaz.” diyerek sözlerini tamamlıyorlar.